O Türkiye'de bir ilk, yerli rap'in lideri, hatta bir fenomen.10 yıl önce bu yolda yürümeye karar verdiğinde "Hadi canım sen de! Türkçe rap mi olur?" diyenlere bugün "İşte böyle olur!" diyor
18 Şubat 2008 Pazartesi
Bade Gürleyen
"Bırakın sözler sert olsun. Yumruklaşmaktan daha iyidir"
10'uncu sanat yılını özel bir konserle kutlamaya hazırlanan yerli rap'çi Ceza: "Söz yazıyorum, şarkı yazıyorum. İnsanlar 'Sözlerin sert' diyor. Bırakın sözler sert olsun. Yumruklaşmaktan daha iyidir. İnsanlar birbirlerini bıçaklıyor, maçlarda taraftarlar birbirini dövüyor. Müzikle atışsınlar daha iyi"
O Türkiye'de bir ilk, yerli rap'in lideri, hatta bir fenomen. Adına tişörtler, şapkalar, çantalar, cüzdanlar yapılan ilk Türk rap'çi. 10 yıl önce bu yolda yürümeye karar verdiğinde "Hadi canım sen de! Türkçe rap mi olur?" diyenlere bugün "İşte böyle olur!" diyor adeta. Bugüne kadar 100'ü yurtdışında olmak üzere 500'den fazla konser vermiş, 30'dan fazla ödüle layık görülmüş, Sezen Aksu, Candan Erçetin ve Mercan Dede başta olmak üzere 50'ye yakın yerli-yabancı sanatçıyla düet ve 10'a yakın film müziği yapmış 31 yaşındaki Ceza'dan söz ediyoruz.
Bu yıl 10'uncu sanat yılını kutlayan başarılı rap'çi, 24 Şubat'ta Bostancı Gösteri Merkezi'nde büyük bir konser verecek. Kendisine Sezen Aksu, Mor ve Ötesi, Aylin Aslım ve Manga gibi pek çok sanatçı ve grubun da eşlik edeceği bu özel konserin bütün geliri sokak çocuklarına bağışlanacak. Ceza'yla Kadıköy'de, rap'çilerin mekanı Kadıköy Acil'de bir araya geliyoruz. Asi, sinirli, sert ve her an "patlamaya hazır" birini beklerken, karşımıza duygusal, gözleri gülen, sakin, kibar bir Ceza çıkıyor.
10 sene içinde değiştiniz mi? Yoksa hâlâ "Üsküdarlı çocuk" musunuz?
Evet, hâlâ Üsküdar delikanlısıyım. Gece kulüplerine, sosyetik yerlere gitmem.
Sevgililer Günü'nü kutlar mısınız mesela?
15 Şubat'ta kutlarım. Kalıplardan hoşlanmıyoruz. Kendi özel günlerimiz var.
Buna da mı isyan ediyorsunuz?
İsyan etmiyorum, dalga geçiyorum.
10'uncu yıl konserinin gelirini bağışlamak nereden aklınıza geldi?
Sosyal sorumluluk projeleri benim için çok önemli. Bugüne kadar depremzedeler, tsunami mağdurları ya da kanser vakıfları yararına pek çok konser verdim. 10'uncu yılım da güzel hatırlansın istiyorum. Özellikle gençlere örnek olmak istedim.
Neden sokak çocukları?
Aklıma ilk gelen onlardı. Çok mağdurlar. Pek çok ünlü arkadaşımın aksine lüks mekanlarda, son model otomobillerle gezmiyorum. Sokakta yürüyorum, dolmuşa, vapura biniyorum, insanları görüyorum. Bu çocukları da görüyorum, herkes görmüyor.
"Müziğim sayesinde dünyayı gezebiliyorum"
10 yıl önce "Türkçe rap tutmaz, vazgeç bu sevdadan" diyenler oldu mu?
Oldu. İnsanlar kendi beceremedikleri şeyi, senin de yapmanı istemezler. Sen yapınca da "Ben de yapabilirdim" olur bir anda. Başarınızı çekemezler. 1996-2003 yılları arasında, yedi yıl elektrik idaresinde işçilik yaptım. Bir yandan da müzikle uğraşıyordum. Babam devlet memuruydu, annem sekiz yıl kanserle mücadele ettikten sonra hayatını kaybetti. Gecekondu hayatını gördüm ama asla parayı düşünmedim. Sadece sevdiğim işi yapmak istedim. Özgürce yapabildiğim ilk ve tek iş müziğim oldu.
Bu kadar başarılı olacağınızı tahmin ediyor muydunuz?
Evet. Çok büyük hayallerim vardı. İlk profesyonel stüdyo çalışmalarına 1997'de başladım. Dr. Fuchs ile birlikte 1998'de Nefret grubunu kurdum. Dünyanın ilk Türkçe rap toplama albümünde yer aldık. 2002 yılında ilk solo albümüm olan "Med Cezir" piyasaya çıktı. "Yerli Plaka" albümümde Amerika'nın en iyi rap'çisi Tech N9ne ile düet yaptım. Küçükken dünyayı gezmek isterdim. Ansiklopediler okur, belgeseller seyrederdim. Müziğim sayesinde dünyayı gezebiliyorum artık. Türkçe rap ilgi görmez diye bir şey yok. İyi müzik yaparsanız dünyanın her yerinde ilgi çekersiniz. Sezen Aksu, Candan Erçetin ve Mercan Dede gibi sanatçıların bana düet teklif etmesi müziğimin nereye geldiğini çok güzel bir şekilde gösteriyor. Yabancı plak şirketleri benimle çalışmak istiyor. Teklifleri değerlendirip sesimi dünyaya daha fazla duyurmak istiyorum.
Nasıl bir bestecisiniz?
Her zaman içimden geleni yazıyorum. Gördüğüm bir sıkıntıya ya da duygulandığım şeylere yer veriyorum şarkılarımda. İnsanların anlayacağı şeylerden bahsediyorum. Anlamsız şeyler anlatmaya çalışmıyorum bazı rap'çiler gibi. Çok derin olmak gibi bir kaygım da yok. Şarkılarımı herkes anlayabiliyor, hissedebiliyor. Konserlerimde yaşlıdan gence, türbanlısından türbansıza kadar her çeşit insan var. Mesajımın yerine ulaştığını görüyorum.
Yeni nesil Türk rap'çileri nasıl sizce?
Maalesef çok parlak isimler göremiyorum. Onların umutlarını kırmak istemiyorum ama çoğu iş yapmaktan öte, taklit peşinde. Kavgalara da çok fazla kaptırıyorlar kendilerini.
"Şarkılarımda hakaret değil eleştiri var"
Hip-hop ve rap'in özü nedir? Gençlere şiddet aşıladığı düşünülüyor. İstanbul'un Avrupa ve Anadolu yakası birbirine girmişti bir ara. Hayır. İşin özü bu değil. Aslında bu tür olaylar da pek olmuyor. Konserlerimde hiç olay olmuyor. Medyada rap'çilerin olayları değil, arabesk, pop ya da spor camiasındaki kavgaları görüyoruz. İnsanların kafalarında "Rap eşittir kavga" kalıbı var. Oysa böyle bir şey yok. Rap'in felsefesi barış ve özgürlük. Amerika'da bu felsefeden yola çıkarak doğdu rap müziği. Ama Amerika'da bazı rap'çilerin şarkılarında aşırı küfür etmeleri, insanların birbirlerini öldürmeleri dünyaya kötü örnek oldu, imajımızı da zedeledi.
Siz küfür etmiyor musunuz?
Hayır, hakaret değil, eleştiri var benim şarkılarımda. Ben daha ciddi şeylerden bahsediyorum. Sosyal sorunlara değiniyorum. Tabii ki zaman zaman sinirleniyorum, ani ve yanlış çıkışlarım oluyor ama sözlerime dikkat etmeye çalışıyorum.
Hep eleştiriyorsunuz. Duygusallığa pek yer vermiyorsunuz.
Ş
arkılarımda duygusallık da var. Şarkı yazarken ağladığım oluyor. "Gelsin Hayat Bildiği Gibi" şarkısını yazarken aklımda hep annem vardı. Gözümden çok yaş geldi. Ben çok duygusal bir insanım. Çabuk sinirlenirim, kolay ağlarım, çabuk üzülürüm. Müzik olmasaydı, duygularımı belki de çok daha olumsuz şekilde dışarı vuracaktım. Müzik beni pek çok olumsuzluktan da uzak tutuyor.
Sinirlendiğinizde dövüşeceğinize şarkı söylüyorsunuz yani.
Kesinlikle. Söz yazıyorum, şarkı yazıyorum. İnsanlar "Sözlerin sert" diyor. Bırakın sözler sert olsun. Yumruklaşmaktan daha iyidir. İnsanlar birbirlerini bıçaklıyor, maçlarda taraftarlar birbirini dövüyor. Müzikle atışsınlar daha iyi.
"Nota bilgim yok. Sokaklardan geldim. Ama dünya çapında iş yapıyorum"
Hangi takımı tutuyorsunuz?
Beşiktaş. Kız arkadaşım Galatasaraylı.
Fenerli olan yok mu?
Pek çok yakın akrabam hasta Fenerli. Karışık bir aileyiz.
Farklı fikirlerden, çokkültürlülükten hoşlanıyorsunuz zaten.
Kesinlikle. Ermeni ve Rum arkadaşlarım çoktu doğduğum yerde. Değişik kültürlerden insanlarla birlikte büyüdüm. Liseye gidene kadar Alevilik, Sünnilik bilmezdim. İnsanların kafasını karıştırdılar. İnsanların inançları yüzünden bölünmesi bana anlamsız geliyor.
Neden adınız Ceza ya da kurduğunuz grubun adı Nefret? Hani barış ve özgürlüktü felsefeniz?
İnsanlar hep aşk-meşk ve tozpembe bir dünyadan bahsediyorlar şarkılarda. Aşk da bir duygudur nefret de. Bizim nefret ettiğimiz çok şey var. Politikacıların hataları, doğanın yok olması, fakirlik, şiddet. Şarkılarımla bu insanları "ceza"landırıyorum.
Bir ara üzerinize çok gelen oldu. Sagopa Kajmer ve Kıraç gibi isimlerle sorun yaşadınız. Bunlara gülüp geçmediniz.
Evet, gülüp geçemedim. Karşılık verdim. 20'ye yakın insanla tartışma yaşadım ama onlara hep müziğimle cevap verdim.
Size bu tartışmaların katkısı oldu mu? Bu sinirle iyi bir şarkı yazdınız mı mesela?
Hayır, hiçbir faydası olmadı. İyi bir şarkı yazmak ya da tanınmak için bu tür insanlara ihtiyacım yok. Ben kendimi geliştirdim. Bana Türkiye'nin eğitim sistemi hiçbir şey vermedi. Nota bilgim yok. Sokaklardan geldim. Ama şu anda dünya çapında iş yapıyorum.
"Milliyet'in reklam teklifini sosyal içerikli olduğu için kabul ettim"
Sezen Aksu ve Burcu Güneş'le düet yaptınız. Popa kaydığınız söylenebilir mi?
Hayır. Ben bu düetlerde de yine rap yaptım. Dünyada da farklı tarzdan müzisyenlerin birlikte çalıştığı pek çok örnek var. Sezen Aksu'ya zaten hayranım. Onun, Erkin Koray'ın, Barış Manço'nun şarkılarıyla büyüdüm. Rock da dinlerdim ama 80'lerden sonra en fazla etkilendiğim müzik rap oldu. Rap'ten kopamam.
Kardeşiniz Ayben'i nasıl buluyorsunuz?
Çok başarılı. Bence en iyi Türkçe rap yapan kız.
Bir idolünüz var mı izinden gittiğiniz?
Yok. Kendi yolumu kendim çiziyorum. İnsanlar benim peşimden geliyor.
Milliyet'in reklamı size ne kattı?
Bana pek çok reklam filmi teklifi geliyor, şeker, çikolata falan, kabul etmiyorum. Ama Milliyet reklamını sosyal bir içeriği olduğu için kabul ettim. Pek çok insanın dile getirmediği konulardan söz ettik reklamda.
Büyük ilgi gördü.
Herkes çok etkilendi. O reklamda söz ettiklerim aslında hep bahsettiğim şeyler. Benim adımı bilip de neden bahsettiğimi hâlâ anlamayanlar için iyi bir örnek oldu.